3 Ocak 2014 Cuma

18 Aylık İkiz Bebeklerimi Nasıl Besliyorum?


Hamile kaldığınız andan itibaren hemen bir beslenme telaşı başlar. Bu telaş bebeği besleme telaşıdır.  ‘’ Sen iki canlısın, yemelisin, yemelisin..’’  diye başlayan bu süreç bebeğin doğumuyla ‘’Ay bu çocuk aç galiba, çok zayıf, bizim bir tanıdığın bebeği var maşallah her şeyi yiyor!’’ şeklinde devam eder. O her şeyi yiyen bebekleri hep merak etmişimdir bu arada. Sanırım oturuyor sofraya, sırayla ne gelirse silip süpürüyor. Böyle bir resim geliyor benim aklıma bu cümleyi duydukça.

İkiz annesiyseniz öncelikle üç canlı başlarsınız beslenme maratonuna. Benim doktorum kilo almamı yasakladığı için öyle ‘’ Üç canlıyım yiyebildiğim kadar yiyeyim ’’ durumum olmadı benim. Bebeklerin gelişimi de normal olunca ben normal bir beslenme süreci takip ettim. Hani şu hep söylenen sık ama az beslenme sistemini uyguladım. Bebeklerim de sanırım benim hamilelikte '' Aman fazla kilo almayayım! '' durumumdan etkilenmiş olacaklar her şeyi yiyen çocuklar olmadılar. Onlar da sık ve az beslenen çocuklar oldular.

Beslenme bir bebeğin kazanması gereken temel alışkanlıklardan. Başlangıçta nasıl alışırsa öyle devam ediyor bence bu alışkanlık. Ben doğumlarından itibaren hep saatli besledim bebeklerimi. Sonrasında da hep saatli devam etti bu süreç. Zaten iki bebek olunca ister istemez her şeyi programlı yapmak zorunda kalıyorsunuz. Sistemli olmazsanız ortalık bir anda karışabiliyor.  İlk aylarda iki üç saat arayla düzenli bir şekilde beslendiler. Dördüncü aydan itibaren ek gıdaya başladık, altıncı aydan sonra yiyebilecekleri besin çeşitleri arttı ilaveler yaptık. Bir yaşından sonra bizim yediğimiz yemeklerden yemeye başladılar. Şu an on sekiz aylık oldular ve düzenli bir beslenme programımız var artık.

Beslenme programımızı kısaca anlatayım sizlere:
 07:00 - 07:30 arası uyanma.
 08:00 – 08:30 Kahvaltı
10:00 – 10:30 Ara öğün 
12:00 -12:30 Öğle yemeği
13:00  Öğle Uykusu
15:30 – 16:00 Ara Öğün
18:30 – 19: 00 Akşam Yemeği
20:30 – 21: 00 Süt içme ve uyku.

Bizim günlük programımız genellikle böyle. Bu saatleri yaklaşık olarak verdim. Tabi bu programın saatleri her gün aynı olmuyor. Çocukların uyku saatlerine göre değişiyor. Şimdi bu öğünlerde neler yediklerini paylaşayım isterseniz.

Sabah kahvaltısını yaklaşık bir buçuk aydır yapıyorlar. Daha önce uyanır uyanmaz devam sütü ya da süt içiyorlardı. Artık güne kahvaltı ile başlıyorlar. Kahvaltıda genelde yumurta yiyorlar. İki güne bir yumurta haşlıyorum. Kendi ellerine alıp yemeyi sevdiklerinden ellerine veriyorum yumurtalarını. Arada kıymalı, peynirli omlet yapıyorum. Peynirlerden de sadece kaşar peynirini seviyorlar. Onu da kendileri çatalla yerlerse. Bazen tost, krep, börek yapıyorum. Bunların yanında bal, reçel, pekmez yiyorlar. İçecek olarak ıhlamur kaynatıyorum ya da ılık ballı limonlu su yapıyorum. Bazen de pekmezi sulandırıp içiriyorum. Yine tabi kendi bardaklarından kendileri içecekler. Değilse içmiyorlar. 

Ara öğünlerde süt, yoğurt, taze sıkılmış meyve suları, meyve, kurabiye, kek, börek, meyveli yoğurt sandığım ama meyveli peynir olduğunu fark ettiğim meyveli peynirler, kuru kayısı, kuru incir gibi kuru meyveler yedirdiğim besinler. Sabah ara öğününde genelde süt içiyorlar. Öğleden sonra daha çok yiyecek türü besinlerden tüketiyorlar. Tabi o gün evde ne varsa onu yediriyorum. Ama özellikle her gün meyve yedirmeye çalışıyorum.

Öğle ve akşam yemeği için  kendimize ne pişirdiysem onlar da aynısını yiyorlar. Özel yemek hazırlamıyorum. Çorba, makarna, pilav tabi onların favori yemekleri. Ben de sırayla bakliyat, et, sebze yemekleri yapıyorum. Haftada bir balık günü yapıyoruz. Bazı yemekleri yemiyorlar elbette. Yemeleri için zorlamıyorum. Yemek yerine yoğurt yediriyorum örneğin. Ya da hiçbir şey yemeden kalkıyorlar sofradan. Zaten öğle yemeğini yemediyse akşam gayet güzel yiyorlar. Ara öğünlerde çok fazla yerlerse tabi yemek yemiyorlar.

Yatmadan önce süt içiyorlar. Sütü hala biberondan içiyorlar, henüz biberonu bırakmadılar. Bunun dışında artık gece beslenmesi yok. Zaten gece çok nadir uyanıyorlar ve hemen uyuyorlar. Uyku düzenleri güzel bu aralar.   

Bizim beslenme sistemimiz bu şekilde. Şunu çok iyi anladım çocuk acıkınca ne olursa çok güzel yiyor. Zaten küçücük mideleri var. Onun için çabuk doyuyorlar ve sürekli koşturdukları için kısa süre sonra tekrar acıkıyorlar. Öğünlerde bizim gibi kocaman bir tabak bitirmelerini beklememek lazım. Onlar kendileri için yeterli olan miktarı tüketiyorlar zaten. Çok uzun süre aç bırakmamak gerekiyor tabi. Uzun süre aç kalınca çocuk çok hızlı yemeye çalışıyor. Gün boyu sık sık su içirmek lazım ayrıca. 

İkiz bebekleriniz olunca beslenme alışkanlıkları benzer olsun istiyorsunuz. Bu pek mümkün olmuyor her zaman. Birinin severek yediğini diğeri ağzına bile almayabiliyor. Yemeği yemeyene ne yedirsem sorunu oluyor tabi. Bir de her ikisine eşit yiyecek hazırlamak zorunda hissediyor insan kendini. Sanki ikisi de aynı miktarla doyacakmış gibi. İkiz bebeklerin beslenmesinin güzel tarafı birinin yediğini görüp diğerinin de yemek istemesi. Bu durum bazen işleri çok kolaylaştırıyor.

Beslenme alışkanlıklarının psikolojik ve sosyal yönlerinin olduğunu unutmamak lazım. Örneğin bebek her ağladığında ağlama nedenini anlamadan hemen beslemeye çalışmak ilerde duygusal her ihtiyacını sürekli yiyerek karşılamaya neden olabiliyormuş. Ya da yeterince duygusal ihtiyacı karşılanmamışsa içindeki duygusal boşluğu yemek yiyerek, sürekli atıştırarak doyurmaya çalışıyormuş insan. Zorla yedirilen yemekler ise ilerde obez olma ihtimalini arttırıyormuş.

Sosyal yönden ise bebeğin oturmaya başlamasından itibaren aileyle aynı sofrayı paylaşması gerekiyor. Birlikte aynı sofranın etrafında huzurla yenilen bir yemekten çocukta zevk alacaktır. Sürekli taklit yoluyla öğrendikleri için çatal kaşık kullanmayı daha kolay öğreneceklerdir. Zaten belli bir süre sonra her şeyi kendileri yemek isteyeceklerdir. Ellerine çatal kaşık verilerek kendi yemeklerini yemeleri konusunda çocukları cesaretlendirmeliyiz.

Belki bu yazıdan bebeklerime neler yedirdiğime dair çok ayrıntılı paylaşımlar beklediniz. Ancak ben günlük, haftalık menüsü olan biri değilim. Sadece her gün taze yemek pişirmeye ve düzenli bir şekilde bebeklerimi beslemeye çalışıyorum. Ben bebek ve çocuk beslenmesinde en önemli noktanın bebeğin besleneceğini bilerek kendini güvende hissetmesi olduğuna inanıyorum. Belli bir süre sonra besleneceğini bilen bebek rahat olacaktır. Ama ne zaman besleneceğini bilemezse sanırım gergin olacaktır. Onun için belli aralıklarla az az beslenme taraftarıyım. Kesinlikle mama sandalyesi ile hatta daha önce ana kucağı ile bebek sofraya dahil edilmeli ve aileyle yemek yemeyi öğrenmeli. Kendi kendine yemesi desteklenmeli. Benim bebeklerim şu an bir çok şeyi kendileri yiyebiliyor ve bundan mutlu oluyorlar.  Bir de bebeği beslerken yemek yedirirken gergin olursanız zaten yemek istemiyor. Zorlama, gerginlik bebeğin inatlaşmasına neden oluyor. Onlar aslında herşeyin farkında. Önemli olan bizim yaklaşım biçimimiz.

Son olarak şunu söylemek istiyorum. Sadece kilolu çocuklar sağlıklı çocuklar değildir. Kilo bir sağlık ölçütü değildir bence. Bebeklerinizin '' Her şeyi yiyen çocuklar! '' olması dileğiyle:) Bunu isterseniz tabi..Sevgiler..









3 yorum:

  1. Ben de bir ikiz anesiyim.. Sizi yeni keşfettim, siz de benim bloğuma buyrunuz. www.isteanne.blogspot.com

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Memnun oldum tanıştığımıza. Hemen takibe alıyorum blogunuzu. Sevgiler:)

      Sil
  2. Bende ikiz annesiym benimkiler dha 9 aylık diş çıkarıyolar ek gıda vermeye başlamıştım. Henüz 6 aylıkken şuan sadc emiyolr ek verdiğm ne vrsa istemiyolr oğlum yiyo ama kızım yemiyo :( sizce nedn olablr

    YanıtlaSil