15 Aralık 2013 Pazar

Çocuğunuza Sevildiğini Hissettirin..


İletişimin anlamı aldığımız tepkidir. İletişimin tanımında yer alan feedback (geribesleme) iletişimin gerçekleşmesi için çok önemlidir.  İletmek istediğimiz mesajı karşımızdakine ulaştıramamışsak ya da vermek istediğimiz mesajı karşı taraf anlamamışsa iletişim gerçekleşmiş sayılmaz. Örneğin '' Eğer kar yağmazsa bana fotoğraf gönderir misin?  '' dediğimiz bir arkadaşımız bunu '' Kar yağarsa gönder. '' diye anlayabilir. Sonuçta fotoğraf gelmeyebilir.


İletişimin %7' sini sözcükler, %38' ini ses tonu, %55' ini beden dili oluşturur. Söylemek istediğimiz bir cümleyi karşımızdakine aktarırken en önemli detay beden dilimizi nasıl kullandığımızdır. Uyumsuz beden dili ve ses tonu sonucu kullandığımız sözcükler hiç anlam ifade etmeyebilir.


Çocuklarımızla iletişimimizde de bu kurallar geçerlidir elbette. Çocuğumuzun sevildiğini hissedebilmesi için özellikle beden dilimizi iyi kullanmalıyız. Asık bir surat ve kızgın bir ses tonuyla  uzak bir mesafeden çocuğumuza '' Seni seviyorum! '' demek çocuk için ne anlam ifade eder tahmin edersiniz. Yalan Dünya dizisinde Selahattin' in Orçun' la olan '' Seni seviyorum! '' ilişkisi gibi bir durum ortaya çıkabilir.


Çocuğumuzla etkili bir iletişim için bilinmesi gereken bir diğer ilke de NLP' de temsil sistemleri olarak bilinen, çocuğumuzun dünyayı algılama ve anlamlandırma şeklini bilmektir. Temsil sistemleri insanları görsel, işitsel, dokunsal (tatsal ve kokusal) olarak sınıflandırır. Beş duyu organımızla etrafımızı algılama ve zihnimize kaydetme şekillerimiz bizim temsil sistemimizi belirler.


Görseller görerek algıladıklarını resimlerle kaydeder ve hatırlarlar. Bir olayı anlatırken:  '' Etrafta bir sürü rengarenk kıyafetli insan vardı. Uzun bir yolda yürüyorlardı. Hepsini çok net görüyordum. '' gibi ifadeler kullanırlar.


İşitseller duyarak algıladıklarını sesler olarak kaydeder ve hatırlarlar. Onlarda aynı olayı anlatırken: '' Etrafta çok insan olmasına rağmen ortalık çok sessizdi. Yol boyu kuşların sesi bile duyuluyordu. '' diyebilirler.


Dokunsallar hissettiklerini kaydeder ve duygularıyla hatırlarlar. Onlar için olayların hissettirdikleri önemlidir. '' Herkes sanki huzur içinde yürüyordu. Ben de garip bir sevinç içindeydim. '' dokunsalların cümlesidir.


Çeşitli testlerle temsil sitemi belirlenebilir. Çocuğumuzun temsil sistemini bilmek ona ulaşmamızı kolaylaştırır. Çocukların temsil sistemleri altı yaşına kadar oluşur. Hangi duyusu daha çok besleniyorsa o temsil sistemi daha çok gelişir. Renkli oyuncaklar, renkli kıyafetler, resimler, şekiller, televizyon çocuğun görselliğini geliştirirken; müzik, radyo, ninniler, şarkılar, masal anlatmak, çocukla konuşmak çocuğun işitselliğini geliştirir. Çocuğa dokunmak, kucaklamak, sarılmak, öpmek  ise dokunsallığını geliştirir.


Temsil sistemleri arasında iyi kötü diye bir ayrım yoktur. Herkesin baskın bir temsil sistemi vardır ve diğerleri onu takip eder. Çocuklarımızın her temsil sistemini de geliştirebilmek önemlidir. Bu onların beyinlerinin sağ ve sol loblarını dengeli kullanabilmesi için gereklidir. Gelişmeyen bir temsil sistemi ilerde bazı problemler yaratabilir. Örneğin görselliği gelişmeyen bir çocuk düzgün yazı yazmakta not almakta zorlanabilir. İşitselliği gelişmeyen çocuk kelimeleri anlamına uygun kullanmakta zorlanabilir. Dokunsallığı gelişmeyen çocuklar ise el göz koordinasyonu gerektiren becerilerde zorlanabilirler.


Altı yaşına kadar çocuk duygularıyla hareket eder. Henüz mantığı gelişmemiştir. Bu dönemde onu sevdiğimizi çok daha kolay hissettirebiliriz. Çocuğumuza onu sevdiğimizi söyleyerek, bol bol sarılarak, suratımızı asmak yerine gülümseyerek, ona hediyeler alarak, resimler yaparak, çocukla oyunlar oynayarak, çocuğun hoşuna giden eylemleri yaparak, şarkılar söyleyerek, kitap okuyarak, masal anlatarak ve çocukla beraberken beden dilimizi olumlu şekilde kullanarak sevgimizi hissettirebiliriz. Çocuk böylece kabul gördüğünü ve onaylandığını hissederek sevildiğine inanır.


Çocuklar etrafta ne olup bittiğini hemen fark ederler. Mutsuz olduğunuzu hemen anlarlar. Sezgileri çok kuvvetlidir. Altı yaşına kadar çocuk mantığını kullanamaz. Kendine söylenen her şeyi doğru kabul eder. Şiddet, kavga, hakaret görerek büyüyen çocuk  kabul ve onay görmediğine inanır, kendini suçlar ve sevilmediğini düşünür. Tabi temsil sistemleri de bu ortamdan olumsuz etkilenir. Yüksek sesle kavgaların yapıldığı bir ailede çocuk duymayı reddederek ilerde işitme sorunu yaşayabilir. 


İnsan kendinde olmayan bir şeyi başkasına veremez. Sevgi de bunlara dahil elbette. Çocuğumuza sevildiğini hissettirirsek ve kalbini sevgiyle doldurursak insanları sevmekte zorlanmayacaktır. Sevildiğini hissetmeyip kalbi boş kaldıysa başkalarını sevmekte zorlanacaktır.


Beden dilimizi çok iyi kullanıp doğru ses tonu ve kelimelerle temsil sistemlerine hitap ederek çocuğumuza sevildiğini hissettirebiliriz. Kendini, insanları, canlıları, dünyayı, hayatı seven bir çocuk için önce biz çocuğumuzu sevmeliyiz. Çocuğumuza sevildiğini hissettirmeliyiz. Bunun için biraz çaba sarf etmemiz gerekli. Önce işe kendimizden başlayıp temsil sistemimizi tespit edebiliriz. Sonra çocuğumuzun temsil sistemini tespit edip davranışlarının nedenlerini ve dünyayı anlama biçimini öğrenebiliriz. Böylece sevgimiz nasıl ifade edeceğimizi de belirleyebiliriz. Sevgiler..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder