Ben kendi standartlarında yaşayan orta halli bir ikiz
annesiyim. Çalışıyordum, bebekler doğduktan sonra ücretsiz izne ayrıldım ve
iznimin son ayları yaklaşıyor. İşime dönme zamanı yaklaştıkça çocukları kime,
nereye bırakacağım sorunu da ortaya çıkıyor yavaş yavaş. Öncelikle bakıcıya
bırakmayı düşünmüyorum. İşe döndüğümde çocuklar iki yaşlarını doldurmuş
olacaklar ve ben de doğrudan kreşe başlatmayı düşünüyorum. Bu benim tercihim. Sizin
görüşleriniz farklı olabilir.
Bakıcı nasıl bakar tahmin edemediğim için belki de kreşe başlatma isteğim. Şu an tamamen evde ev işleri ve çocuk bakımıyla geçen
bir hayatım var. Her günümüz yaklaşık olarak bir diğerinin aynı sayılabilir.
Kış olması ve benim hala çocukları tek başıma dışarıya çıkaramamam etkili tabi
bu durumda. Oturduğumuz apartmanın bahçesi yok. Yakınlarda bir park var ama
oraya kadar gitmeyi göze alamıyorum. Zaten parkta pek müsait değil çocuklar
için. Daha önce yazmıştım, insanlar genelde
hayvanlarının ihtiyaçlarını karşılamak için kullanıyorlar. Dolayısıyla bizim
dışarı çıkmalarımız hafta sonuna kalıyor. Hafta içi evdeyiz sürekli.
Tabi sürekli evde olduğumuz için çocuklar sıkılıyor. Yenilik,
değişiklik istiyorlar. Oyuncaklarıyla daha az oynamaya başladılar bu aralar
örneğin. Biraz oynayıp çabucak sıkılıp bir kenara fırlatıyorlar. Ben de yeni
oyuncak almıyorum zaten bir sürü var ve sürekli yeni oyuncağa alıştırmak
istemiyorum. Oyuncaklardan bıkınca birbirlerine sarıyorlar bir süre. Birinin
elindekini diğerinin istemesi, birini diğerinin kovalaması, elbisesinden
çekiştirip yerlere atması, kendince oyun sandıkları durumlara giriyorlar. Ondan
da sıkılıp bana gelmek istiyorlar. İkisi birden kucağıma gelmek istiyor, tepeme
çıkıyorlar bazen. Sonra koştur koştur odalarına gidiyorlar, yataklarına
tırmanıyorlar, çekmecelerini karıştırıyorlar. Ben de bu arada hem onlarla
oyunlar oynamaya hem de ev işlerimi yapmaya çalışıyorum.
Beraber neler yapıyorsunuz derseniz kitaplarımız var onlar inceliyoruz. Defterlerimize karalamalar yapıyoruz. Müzik açıp oynuyoruz. Şarkı söyleyip hareketlerini yapıyoruz. Lego, yap boz yapıyoruz. Oyuncaklarla oynuyoruz. Araba sürüyoruz, bebeğe mama yediriyoruz. Topla gol atıyoruz.. Çok karışan anlarda televizyon açıyoruz ve televizyon izletiyorum. ''Aman sakın izletmeyin! '' uyarılarını sürekli duysam da maalesef açıyorum. Tabi gün boyu açık değil. Belirli programları izletiyorum.
Beraber neler yapıyorsunuz derseniz kitaplarımız var onlar inceliyoruz. Defterlerimize karalamalar yapıyoruz. Müzik açıp oynuyoruz. Şarkı söyleyip hareketlerini yapıyoruz. Lego, yap boz yapıyoruz. Oyuncaklarla oynuyoruz. Araba sürüyoruz, bebeğe mama yediriyoruz. Topla gol atıyoruz.. Çok karışan anlarda televizyon açıyoruz ve televizyon izletiyorum. ''Aman sakın izletmeyin! '' uyarılarını sürekli duysam da maalesef açıyorum. Tabi gün boyu açık değil. Belirli programları izletiyorum.
Dün yine yoğun bir günümüzdü. Sabah kahvaltısı, mutfağın
toplanması, çocuklarla oyun, yemek yapma, ev süpürme, çocukları banyo yaptırma,
yemek yedirme, yeniden mutfağı toplama, çocukları uyutma, çamaşırları asma,
kuruyanları katlama derken çocukların uyanması yeniden oyunlar, ikindi sütleri
derken akşam oldu.. Her gün böyle tempolu değiliz ama saydıklarımdan banyo ve
temizlik dışında diğerlerini her gün yapıyorum. Bu koşturma arasında fizik
olarak çok yoruluyorum tabi. Bazen yorgunluktan çocuklara yetemediğimi düşünüp ‘’ Acaba ben beceremedim mi anne olmayı? ’’diye
düşünüyorum. ‘’ Ev işleriyle uğraşmaktan yorulup çocuklarla yeterince
ilgilenemiyor muyum? ‘’ diye düşünüyorum. Elimden geldiğince oturup onlarla oyunlar
oynuyorum, ikisiyle de ayrı ayrı ilgilenmeye çalışıyorum ama ‘’ Yeterli değil
miyim? ‘’ diye de düşünmeden edemiyorum.
Bir yardımcım olsa belki daha kolay olabilirdi işlerim. Ama
şu an bir yardımcı alacak imkana sahip değilim. Çocuklar küçükken vardı ve tabi
çok yardımı oluyordu bana. İstemediğim bazı davranışları olsa da idare ediyorduk. O zamanlar daha çok yardıma
ihtiyacım vardı tabi. Şimdi kendi kendilerine oyun oynayabiliyorlar ve bir süre
yalnız bırakıp işlerimi yapabiliyorum örneğin. Gerçi ben başkasının yaptığı
yemeği yiyemeyenlerdenim. Yardımcım varken o yemek yaparken mutfağa girmiyordum
nasıl yaptığını görmeyeyim sonra yiyemem diye.. Şimdi haftalık temizliğe yardımcı
geliyor ama ben o geldiği gün daha çok yoruluyorum. Sanırım başkasının yaptığı
işler içime sinmiyor..
İşe dönünce nasıl bir hayatım olur bilemiyorum. Daha mı çok
yorulurum daha mı rahat ederim şu an kestiremiyorum. Ama gün boyu bir evin
içinde sürekli enerjik olma hali zor açıkçası. Yakınıyor muyum hayır elbette.
Bu benim seçimim. İşime dönüp çocukları bakıcıya bırakabilirdim de.. Ya da
kreşe gönderebilirdim. Ama ben kendim bakmayı seçtim bir süre. Yakınmıyorum
çünkü ne kadar zorlansam da onlarla olmaktan mutluyum. Onlarla bir çok şey
öğreniyorum ve kendimin de törpülenmesi gereken taraflarımı keşfediyorum. Yemeleri
için ellerine verdiğim bisküvileri her yere ezdiklerinde eski hijyen takıntımın
artık olmadığını farkediyorum. Onlar küçücük şeylere kahkahalarla gülerken
demek ki gülmek için çok büyük nedenler aramamak lazım diye düşünüyorum. Yeni bir
şey başardıklarında gözlerindeki sevinci görüp başka herşeyi unutabiliyorum. Her
yeni kelimelerinde yorgunluğumu unutuyorum. O kadar alıştım ki herşeyi onlarla
yapmaya kolayca işe dönebileceğimi de pek sanmıyorum.
Çalışmayan annenin ikizlere bakımı nasıl olur bol bol
deneyimledim kısacası. Sırada çalışan annenin ikiz bakım deneyimleri var. Gerçi
daha işe dönmeme aylar var ama dün çok yorulunca aklıma geldi işe başlayınca
nasıl olur halim diye.. Yaşamadan bilinmiyor bir çok durum.. Ben de yaşayıp
göreceğim.. Sevgilerimle..
Canım Allah yardımcın olsun sana da ikizlere de sağlık versin
YanıtlaSilTeşekkür ederim:) Alıştım ben yeterki miniklerim mutlu olsun. Allah güç veriyor annelere..
Silcanım benım allah yardımcın olsun umarım hersey yolunda gıder *-*
YanıtlaSilTeşekkür ederim güzel dileklerin için:) Herşey bebikler için Allah bize güç versin.
Sil