Sayfalar

6 Mart 2014 Perşembe

Çalışmayan İkiz Annesi



Ben kendi standartlarında yaşayan orta halli bir ikiz annesiyim. Çalışıyordum, bebekler doğduktan sonra ücretsiz izne ayrıldım ve iznimin son ayları yaklaşıyor. İşime dönme zamanı yaklaştıkça çocukları kime, nereye bırakacağım sorunu da ortaya çıkıyor yavaş yavaş. Öncelikle bakıcıya bırakmayı düşünmüyorum. İşe döndüğümde çocuklar iki yaşlarını doldurmuş olacaklar ve ben de doğrudan kreşe başlatmayı düşünüyorum. Bu benim tercihim. Sizin görüşleriniz farklı olabilir.

Bakıcı nasıl bakar tahmin edemediğim için belki de kreşe başlatma isteğim. Şu an tamamen evde ev işleri ve çocuk bakımıyla geçen bir hayatım var. Her günümüz yaklaşık olarak bir diğerinin aynı sayılabilir. Kış olması ve benim hala çocukları tek başıma dışarıya çıkaramamam etkili tabi bu durumda. Oturduğumuz apartmanın bahçesi yok. Yakınlarda bir park var ama oraya kadar gitmeyi göze alamıyorum. Zaten parkta pek müsait değil çocuklar için. Daha önce  yazmıştım, insanlar genelde hayvanlarının ihtiyaçlarını karşılamak için kullanıyorlar. Dolayısıyla bizim dışarı çıkmalarımız hafta sonuna kalıyor. Hafta içi evdeyiz sürekli.

Tabi sürekli evde olduğumuz için çocuklar sıkılıyor. Yenilik, değişiklik istiyorlar. Oyuncaklarıyla daha az oynamaya başladılar bu aralar örneğin. Biraz oynayıp çabucak sıkılıp bir kenara fırlatıyorlar. Ben de yeni oyuncak almıyorum zaten bir sürü var ve sürekli yeni oyuncağa alıştırmak istemiyorum. Oyuncaklardan bıkınca birbirlerine sarıyorlar bir süre. Birinin elindekini diğerinin istemesi, birini diğerinin kovalaması, elbisesinden çekiştirip yerlere atması, kendince oyun sandıkları durumlara giriyorlar. Ondan da sıkılıp bana gelmek istiyorlar. İkisi birden kucağıma gelmek istiyor, tepeme çıkıyorlar bazen. Sonra koştur koştur odalarına gidiyorlar, yataklarına tırmanıyorlar, çekmecelerini karıştırıyorlar. Ben de bu arada hem onlarla oyunlar oynamaya hem de ev işlerimi yapmaya çalışıyorum. 

Beraber neler yapıyorsunuz derseniz kitaplarımız var onlar inceliyoruz. Defterlerimize karalamalar yapıyoruz. Müzik açıp oynuyoruz. Şarkı söyleyip hareketlerini yapıyoruz. Lego, yap boz yapıyoruz. Oyuncaklarla oynuyoruz. Araba sürüyoruz, bebeğe mama yediriyoruz. Topla gol atıyoruz.. Çok karışan anlarda televizyon açıyoruz ve televizyon izletiyorum. ''Aman sakın izletmeyin! '' uyarılarını sürekli duysam da maalesef açıyorum. Tabi gün boyu açık değil. Belirli programları izletiyorum.

Dün yine yoğun bir günümüzdü. Sabah kahvaltısı, mutfağın toplanması, çocuklarla oyun, yemek yapma, ev süpürme, çocukları banyo yaptırma, yemek yedirme, yeniden mutfağı toplama, çocukları uyutma, çamaşırları asma, kuruyanları katlama derken çocukların uyanması yeniden oyunlar, ikindi sütleri derken akşam oldu.. Her gün böyle tempolu değiliz ama saydıklarımdan banyo ve temizlik dışında diğerlerini her gün yapıyorum. Bu koşturma arasında fizik olarak çok yoruluyorum tabi. Bazen yorgunluktan çocuklara yetemediğimi düşünüp ‘’ Acaba ben beceremedim mi anne olmayı? ’’diye düşünüyorum. ‘’ Ev işleriyle uğraşmaktan yorulup çocuklarla yeterince ilgilenemiyor muyum? ‘’ diye düşünüyorum. Elimden geldiğince oturup onlarla oyunlar oynuyorum, ikisiyle de ayrı ayrı ilgilenmeye çalışıyorum ama ‘’ Yeterli değil miyim? ‘’ diye de düşünmeden edemiyorum.

Bir yardımcım olsa belki daha kolay olabilirdi işlerim. Ama şu an bir yardımcı alacak imkana sahip değilim. Çocuklar küçükken vardı ve tabi çok yardımı oluyordu bana. İstemediğim bazı davranışları olsa da  idare ediyorduk. O zamanlar daha çok yardıma ihtiyacım vardı tabi. Şimdi kendi kendilerine oyun oynayabiliyorlar ve bir süre yalnız bırakıp işlerimi yapabiliyorum örneğin. Gerçi ben başkasının yaptığı yemeği yiyemeyenlerdenim. Yardımcım varken o yemek yaparken mutfağa girmiyordum nasıl yaptığını görmeyeyim sonra yiyemem diye.. Şimdi haftalık temizliğe yardımcı geliyor ama ben o geldiği gün daha çok yoruluyorum. Sanırım başkasının yaptığı işler içime sinmiyor..

İşe dönünce nasıl bir hayatım olur bilemiyorum. Daha mı çok yorulurum daha mı rahat ederim şu an kestiremiyorum. Ama gün boyu bir evin içinde sürekli enerjik olma hali zor açıkçası. Yakınıyor muyum hayır elbette. Bu benim seçimim. İşime dönüp çocukları bakıcıya bırakabilirdim de.. Ya da kreşe gönderebilirdim. Ama ben kendim bakmayı seçtim bir süre. Yakınmıyorum çünkü ne kadar zorlansam da onlarla olmaktan mutluyum. Onlarla bir çok şey öğreniyorum ve kendimin de törpülenmesi gereken taraflarımı keşfediyorum. Yemeleri için ellerine verdiğim bisküvileri her yere ezdiklerinde eski hijyen takıntımın artık olmadığını farkediyorum. Onlar küçücük şeylere kahkahalarla gülerken demek ki gülmek için çok büyük nedenler aramamak lazım diye düşünüyorum. Yeni bir şey başardıklarında gözlerindeki sevinci görüp başka herşeyi unutabiliyorum. Her yeni kelimelerinde yorgunluğumu unutuyorum. O kadar alıştım ki herşeyi onlarla yapmaya kolayca işe dönebileceğimi de pek sanmıyorum.


Çalışmayan annenin ikizlere bakımı nasıl olur bol bol deneyimledim kısacası. Sırada çalışan annenin ikiz bakım deneyimleri var. Gerçi daha işe dönmeme aylar var ama dün çok yorulunca aklıma geldi işe başlayınca nasıl olur halim diye.. Yaşamadan bilinmiyor bir çok durum.. Ben de yaşayıp göreceğim.. Sevgilerimle..

4 yorum:

  1. Canım Allah yardımcın olsun sana da ikizlere de sağlık versin

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim:) Alıştım ben yeterki miniklerim mutlu olsun. Allah güç veriyor annelere..

      Sil
  2. canım benım allah yardımcın olsun umarım hersey yolunda gıder *-*

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim güzel dileklerin için:) Herşey bebikler için Allah bize güç versin.

      Sil