Geçen gün rüyamda altız bebeklerimin olduğunu gördüm. Altı
tane bebek.. Eşim üçünü almış ben diğer üçünü bakıyorduk. '' Hayır olsun!'' dedim kendi kendime. Sabah kendimce rüyamı yorumlamaya çalışırken
ikiden daha çok bebek sahibi olan kadınlar geldi aklıma. Üçüz, dördüz, beşiz,
altız anneleri. Onları düşününce benim durumumum daha kolay olduğunu anladım.
Onlar daha fazla bebeğe bakmak zorunda ve sanırım benim içinde bulunduğum
halden yakınmamam gerekiyor.
Televizyonda bir program vardı halen var mı bilmiyorum. Yabancı
bir kanalda yayınlanıyordu. İkiz bebekleri olan bir anne daha sonra altız bebek
annesi oluyor ve toplamda sekiz çocuk.. Onların günlük hayat hikayelerini
anlatan bir programdı ve ben çok izliyordum anne olmadan.. Oldukça
kalabalık bir aile olmalarına karşı çok sevimli gözüküyorlardı. O günün
şartlarıyla bu durumun bana sevimli gözükmesi normaldi ve o anneyi anlamam zordu elbette. Çünkü henüz bebek sahibi değildim. Şimdi tabi
onu çok daha iyi anlayabiliyorum. Sekiz çocuk ikisi ikiz, altısı altız.
Anne olarak tüm zamanınızı onlara ayırmak zorundasınız. O anne de işini
bırakmış gün boyu hiç durmadan çocukların peşinden koşturup duruyordu. Yorucu, yorucu, yorucu.. Bu arada yorucu olsa da çoğul annelik hala sevimli bence.. Acaba bilinçaltıma bu programdan mı yerleşti ikiz
anneliği? ‘’ Nasıl bir annelik ikiz anneliği? ‘’ diye düşündüm ve sanırım bana
da deneme fırsatı verildi. Ama ‘’ Altız anneliği nasıldır? '' diye düşünmüyorum.
Bilinçaltıma duyurulur.
Gerçekten çoğul annelik oldukça zorlu. Üçüz, dördüz annesi
olmak benim yaşadıklarımın daha da katlanmış hali. Bize tek bebek annelerinin
hep söylediği ‘’ Ben bir tanesine zor bakıyorum. Sen ikisine birden nasıl bakıyorsun!
‘’ cümlesini ben daha çok bebekli üçüz, dördüz vs. annelerine söylemeyeceğim. Bu cümleyi duyunca karşımdaki bana acıyormuş gibi geliyor. Acınacak bir durum yok aslında. Mutlaka çok daha zorlu ama bir kadının kaç bebeği olursa olsun hepsine yetecek
güç ve sevgi ona veriliyor diye düşünüyorum. Sadece sabır, güç ve kolaylıklar
diliyorum.
Daha çok bebekli anneler ikiz annesi olarak yaşadıklarımıza benzer ve daha fazlasını
yaşıyorlardır elbette. Üç, dört, beş bebeği birden beslemek, alt değişmek,
uyutmak vs. ne kadar yorucudur. Bize
sorulan bir sürü sorudan daha fazlasına maruz kaldıklarına da eminim. Belki
çalışma hayatını tamamen bırakmak zorunda kaldılar. Özellikle maddi yönden ne
kadar çok zorlandıklarını tahmin edebiliyorum. Bir çok yönden çok daha desteğe
ihtiyaçları vardır mutlaka. Yardım ve destek çoğul bebek sahibi annelerin en
önemli ihtiyacı..
Çoğul annelik deyince bebekleri, çocukları sürekli
birbiriyle ve başkalarıyla karşılaştırma yapma durumları geldi aklıma. Sürekli
kardeşleriyle, arkadaşlarıyla, komşunun çocuğuyla karşılaştırılarak büyümüş bir
toplum olarak hemen aynı karşılaştırmaları yapmak zorunda mı hissediyoruz
acaba? Başkalarıyla karşılaştırılmaktan hiç kimse hoşlanmaz sanırım. Öyleyse
bunu çocuklarımıza neden yapıyoruz. Özellikle annelerin bunu yapmasını
anlamakta zorlanıyorum. Her çocuğun bir birey olduğunu kabullenmemiz lazım. İkiz bile olsa iki ayrı bebek. Öyle dışardan sanıldığı gibi sürekli aynı anda aynı davranışları göstermiyorlar. Tam tersi ikisi tamamen farklılar. Bir de hep şu tepki verilir '' Ay iki tane (bebeğin ismi neyse onu söyleyip) den düşünemiyorum! ''. İkiz olunca aynı bebekten iki tane olmuyor. Çok gülüyorum bu tepkiye. Söylemeden geçemedim..
Benim çocuk yetiştirmekte en çok dikkat ettiğim konu bu.
Çünkü ben de hiç sevmezdim birileriyle karşılaştırılmayı. Olumlu olsa bile
rahatsız edici bir durum. Ne kadar dikkat etsem de bazen ‘’ Kardeşin yemeğini
yiyor hadi sen de ye. ‘’ tarzında cümleler kurarken buluyorum kendimi. Bir daha
yapmayacağım diyorum ama iki tane çocuk olunca bir yerden yakalıyor bu durum
beni. Ama dikkat ediyorum ısrarla. Başka biri yaptığında da uyarma ihtiyacı
hissediyorum. İkiz yetiştirmenin zor yanlarından biri. Farkındalık önemli
elbette. Hiç karşılaştırma yapmadan büyütemem belki ama en aza indirmeye
çalışabilirim.
İkiz, üçüz, dördüz ve daha çok çocuklu anneler bu konuda zorlanacaktır.
Peki başka annelerin sizin çocuğunuzla kendi çocuğunu karşılaştırma sorunu ne
olacak? Yaklaşık yaşlarda çocuğu olan annelerden ‘’ Seninki, dişlerini çıkardı
mı, benimki çıkaralı çok oldu.’’ ‘’ Yürüdü mü? Benimki yedi aydan beri yürüyor.’’
‘’ Yemeğini yiyebiliyor mu? Aa benimki ne
zamandır kendi başına yiyor. ‘’ ‘’ Hala bez mi kullanıyorsunuz? Biz bırakalı
çok oldu. ‘’ gibi bir sürü yorum duyabilirsiniz. Sürekli kendi çocuğunun
yaptığı her davranışı üstün yetenek gibi görme halleri. Karşıdakinin çocuğunu
gelişimini eksik kendininkini tam göre durumları. Bilemedim nasıl çözülür bu
durum. Bırakalım bu karşılaştırma hallerini biz özgüveni olan çocuklar
yetiştirmeye çalışalım desem. Çocuğumuzun bireyselliğini kabul edip başka
çocuklara göre değer biçmesek..Artık yenilenme, dönüşüm ve değişim çağındayız.
İstersek değişebiliriz.
Bir rüyadan nereye geldim. Altız bebekler bana ne mesaj
vermek istiyorlardı sanırım anlıyorum. Daha çok bebek sahibi olanları
hatırlayarak yaşamak ve çocuklarımı karşılaştırmamak. Çoğul bebek sahibi tüm
annelere kolaylıklar diliyorum. Bu yazıyı okuyan herkesten ister kendilerinin çocuğunuz olsun ister bir başkasının çocuğu karşılaştırma yapmaktan
vazgeçmelerini istiyorum. Bu kendinize yapılsa mutlu olmazdınız değil mi?
Sevgiler..
Bloğunuz harika olmuş. Bazen ben de acaba biraz daha profesyonel bir görüntü için azıcıkparaya kıysam mı diye düşünüyorum. Ama bu blog işi benim için gelip geçici bir heves mi yoksa tutku mu kara vermek için biraz daha zaman geçmesi gerekiyor.Ondan sonra harekete geçmek en doğrusu.
YanıtlaSilVe evet ben bir dördüz annesi ile kızlarımdan birini doktora götürdüğümde tanışmıştım. Bir ikiz arabasına dört bebesini birden doldurmuş, poliklinik kapısında sırsını bekliyordu. Beklerken tanıştık. İkiz bebeğimolduğunu,ikisinin de kız olduğunu duyunca beni şanslı ilan etti. kendisi dördüz annesi olmaktan şikayetçi olduğu için değil, dört çocuğundan sadece biri kız olduğu için. Hani ben arada tek başına kalmaktan yakınırım, iki bebeğe tek başına baktığım için kendimi kahraman filan ilan ederim ya o dördüne birden en başından beri tek başına bakıyordu.İkiz bakmakta ne var, zevklidir ikiz bakmak filan diyordu.Benim tek bebekli annelere çektiğim muameleyi bana çekti anlayacağınız Çocuklar iki yaşındaydı. O zamandan beri bana acıyan herkese bu kadını anlatıyorum.Kendisi benim kahramanım.
Teşekkürler blogumun yenilenince ben de yenilenmiş hissettim kendimi. Bir de okuyucuların blog tasarımına önem verdiklerine dikkat ettim. Siz de düşünün bence yazılarınız çok güzel. Akılda kalan tasarım olunca blogunuz hatırlanıyor. Bu arada evet üçüz dördüz vs annelerini düşününce bizim durumumuz çok çok daha kolay. Sevgiler..
YanıtlaSil