27 Ocak 2014 Pazartesi

İkiz, Üçüz, Dördüz, Beşiz, Altız..



Geçen gün rüyamda altız bebeklerimin olduğunu gördüm. Altı tane bebek.. Eşim üçünü almış ben diğer üçünü bakıyorduk. '' Hayır olsun!'' dedim kendi kendime. Sabah kendimce rüyamı yorumlamaya çalışırken ikiden daha çok bebek sahibi olan kadınlar geldi aklıma. Üçüz, dördüz, beşiz, altız anneleri. Onları düşününce benim durumumum daha kolay olduğunu anladım. Onlar daha fazla bebeğe bakmak zorunda ve sanırım benim içinde bulunduğum halden yakınmamam gerekiyor.

Televizyonda bir program vardı halen var mı bilmiyorum. Yabancı bir kanalda yayınlanıyordu. İkiz bebekleri olan bir anne daha sonra altız bebek annesi oluyor ve toplamda sekiz çocuk.. Onların günlük hayat hikayelerini anlatan bir programdı ve ben çok izliyordum anne olmadan.. Oldukça kalabalık bir aile olmalarına karşı çok sevimli gözüküyorlardı. O günün şartlarıyla bu durumun bana sevimli gözükmesi normaldi ve o anneyi anlamam zordu elbette. Çünkü henüz bebek sahibi değildim. Şimdi tabi onu çok daha iyi anlayabiliyorum. Sekiz çocuk ikisi ikiz, altısı altız. Anne olarak tüm zamanınızı onlara ayırmak zorundasınız. O anne de işini bırakmış gün boyu hiç durmadan çocukların peşinden koşturup duruyordu. Yorucu, yorucu, yorucu.. Bu arada yorucu olsa da çoğul annelik hala sevimli bence.. Acaba  bilinçaltıma bu programdan mı yerleşti ikiz anneliği? ‘’ Nasıl bir annelik ikiz anneliği? ‘’ diye düşündüm ve sanırım bana da deneme fırsatı verildi. Ama ‘’ Altız anneliği nasıldır? '' diye düşünmüyorum. Bilinçaltıma duyurulur. 

Gerçekten çoğul annelik oldukça zorlu. Üçüz, dördüz annesi olmak benim yaşadıklarımın daha da katlanmış hali. Bize tek bebek annelerinin hep söylediği ‘’ Ben bir tanesine zor bakıyorum. Sen ikisine birden nasıl bakıyorsun! ‘’ cümlesini ben daha çok bebekli üçüz, dördüz vs. annelerine söylemeyeceğim. Bu cümleyi duyunca karşımdaki bana acıyormuş gibi geliyor. Acınacak bir durum yok aslında. Mutlaka çok daha zorlu ama bir kadının kaç bebeği olursa olsun hepsine yetecek güç ve sevgi ona veriliyor diye düşünüyorum. Sadece sabır, güç ve kolaylıklar diliyorum.

Daha çok bebekli anneler ikiz annesi olarak yaşadıklarımıza benzer ve daha fazlasını yaşıyorlardır elbette. Üç, dört, beş bebeği birden beslemek, alt değişmek, uyutmak vs. ne kadar yorucudur.  Bize sorulan bir sürü sorudan daha fazlasına maruz kaldıklarına da eminim. Belki çalışma hayatını tamamen bırakmak zorunda kaldılar. Özellikle maddi yönden ne kadar çok zorlandıklarını tahmin edebiliyorum. Bir çok yönden çok daha desteğe ihtiyaçları vardır mutlaka. Yardım ve destek çoğul bebek sahibi annelerin en önemli ihtiyacı..

Çoğul annelik deyince bebekleri, çocukları sürekli birbiriyle ve başkalarıyla karşılaştırma yapma durumları geldi aklıma. Sürekli kardeşleriyle, arkadaşlarıyla, komşunun çocuğuyla karşılaştırılarak büyümüş bir toplum olarak hemen aynı karşılaştırmaları yapmak zorunda mı hissediyoruz acaba? Başkalarıyla karşılaştırılmaktan hiç kimse hoşlanmaz sanırım. Öyleyse bunu çocuklarımıza neden yapıyoruz. Özellikle annelerin bunu yapmasını anlamakta zorlanıyorum. Her çocuğun bir birey olduğunu kabullenmemiz lazım. İkiz bile olsa iki ayrı bebek. Öyle dışardan sanıldığı gibi sürekli aynı anda aynı davranışları göstermiyorlar. Tam tersi ikisi tamamen farklılar. Bir de hep şu tepki verilir '' Ay iki tane (bebeğin ismi neyse onu söyleyip) den düşünemiyorum! ''. İkiz olunca aynı bebekten iki tane olmuyor. Çok gülüyorum bu tepkiye. Söylemeden geçemedim..

Benim çocuk yetiştirmekte en çok dikkat ettiğim konu bu. Çünkü ben de hiç sevmezdim birileriyle karşılaştırılmayı. Olumlu olsa bile rahatsız edici bir durum. Ne kadar dikkat etsem de bazen ‘’ Kardeşin yemeğini yiyor hadi sen de ye. ‘’ tarzında cümleler kurarken buluyorum kendimi. Bir daha yapmayacağım diyorum ama iki tane çocuk olunca bir yerden yakalıyor bu durum beni. Ama dikkat ediyorum ısrarla. Başka biri yaptığında da uyarma ihtiyacı hissediyorum. İkiz yetiştirmenin zor yanlarından biri. Farkındalık önemli elbette. Hiç karşılaştırma yapmadan büyütemem belki ama en aza indirmeye çalışabilirim.

İkiz, üçüz, dördüz ve daha çok çocuklu anneler bu konuda zorlanacaktır. Peki başka annelerin sizin çocuğunuzla kendi çocuğunu karşılaştırma sorunu ne olacak? Yaklaşık yaşlarda çocuğu olan annelerden ‘’ Seninki, dişlerini çıkardı mı, benimki çıkaralı çok oldu.’’ ‘’ Yürüdü mü? Benimki yedi aydan beri yürüyor.’’  ‘’ Yemeğini yiyebiliyor mu? Aa benimki ne zamandır kendi başına yiyor. ‘’ ‘’ Hala bez mi kullanıyorsunuz? Biz bırakalı çok oldu. ‘’ gibi bir sürü yorum duyabilirsiniz. Sürekli kendi çocuğunun yaptığı her davranışı üstün yetenek gibi görme halleri. Karşıdakinin çocuğunu gelişimini eksik kendininkini tam göre durumları. Bilemedim nasıl çözülür bu durum. Bırakalım bu karşılaştırma hallerini biz özgüveni olan çocuklar yetiştirmeye çalışalım desem. Çocuğumuzun bireyselliğini kabul edip başka çocuklara göre değer biçmesek..Artık yenilenme, dönüşüm ve değişim çağındayız. İstersek değişebiliriz.

Bir rüyadan nereye geldim. Altız bebekler bana ne mesaj vermek istiyorlardı sanırım anlıyorum. Daha çok bebek sahibi olanları hatırlayarak yaşamak ve çocuklarımı karşılaştırmamak. Çoğul bebek sahibi tüm annelere kolaylıklar diliyorum. Bu yazıyı okuyan herkesten ister kendilerinin çocuğunuz olsun ister bir başkasının çocuğu karşılaştırma yapmaktan vazgeçmelerini istiyorum. Bu kendinize yapılsa mutlu olmazdınız değil mi? Sevgiler..

Not: Bu arada farkettiğiniz gibi blog tasarımım yenilendi. Ben çok sevdim. Burdan http://www.bloggertasarim.com 'a teşekkür ediyorum.




fotoğraf tr.fotolia.com dan alıntıdır.

2 yorum:

  1. Bloğunuz harika olmuş. Bazen ben de acaba biraz daha profesyonel bir görüntü için azıcıkparaya kıysam mı diye düşünüyorum. Ama bu blog işi benim için gelip geçici bir heves mi yoksa tutku mu kara vermek için biraz daha zaman geçmesi gerekiyor.Ondan sonra harekete geçmek en doğrusu.
    Ve evet ben bir dördüz annesi ile kızlarımdan birini doktora götürdüğümde tanışmıştım. Bir ikiz arabasına dört bebesini birden doldurmuş, poliklinik kapısında sırsını bekliyordu. Beklerken tanıştık. İkiz bebeğimolduğunu,ikisinin de kız olduğunu duyunca beni şanslı ilan etti. kendisi dördüz annesi olmaktan şikayetçi olduğu için değil, dört çocuğundan sadece biri kız olduğu için. Hani ben arada tek başına kalmaktan yakınırım, iki bebeğe tek başına baktığım için kendimi kahraman filan ilan ederim ya o dördüne birden en başından beri tek başına bakıyordu.İkiz bakmakta ne var, zevklidir ikiz bakmak filan diyordu.Benim tek bebekli annelere çektiğim muameleyi bana çekti anlayacağınız Çocuklar iki yaşındaydı. O zamandan beri bana acıyan herkese bu kadını anlatıyorum.Kendisi benim kahramanım.

    YanıtlaSil
  2. Teşekkürler blogumun yenilenince ben de yenilenmiş hissettim kendimi. Bir de okuyucuların blog tasarımına önem verdiklerine dikkat ettim. Siz de düşünün bence yazılarınız çok güzel. Akılda kalan tasarım olunca blogunuz hatırlanıyor. Bu arada evet üçüz dördüz vs annelerini düşününce bizim durumumuz çok çok daha kolay. Sevgiler..

    YanıtlaSil