Sayfalar

10 Mart 2014 Pazartesi

Dört Mevsim Aşk.. Evlat..



Bir gün içime iki can düştü, kalbime de iki aşk.. İki kocaman aşk.. Yüreğim belki hiç bu kadar titrememişti, böyle yanmamıştı. O an vazgeçtim kendi canımdan. O iki can beni sarıp sarmalamaştı çoktan. Gerçek sevgi nedir, karşılıksız sevgi nedir anlamaya başlamıştım. İki canı koşulsuzca sevebilmek.. Her nefesinde önce onları düşünmek. Kendi canından önce onları düşünmek. Nasıl bir aşk nasıl bir sevgi bu.. Yaşanmadan bilinmeyen..

Bir ikiz annesiyim ben. Canına iki can katılan ve o andan itibaren hayatı değişen. Her şeyi iki kat yaşamaya zamanla alışan. Hiçbir şeye değişmeyeceğim de iki tane minik bedenin sevgisini yaşamam. Klasik söz hani tarifsiz bir duygu evlat sevgisi.. Bana tarif et deseler mevsimlere benzetirdim belki.. Bazen kış, bazen yaz.. Bazen de tatlı bir bahar. En uçta yaşanan duygular.. En zor anda bile kalbinizde cız eden bir aşk.. Yoğrulmuş bir karışım işte bu sevgi.  Hamuru minik iki kalp benim için..

Yaz mı kış mı bahar mı.. Nasıl bir tanım bu böyle derseniz anlatmak isterim size. Öncelikle  ilkbahar evlat sevgisi içinizi ısıtan, ılık ılık, tatlı tatlı yüreğinizi okşayan. Bulutların arkasından parlayan güneşle neşe ve umut veren. Tazecik dallarda yeşeren yapraklar arasında açılan çiçeklerle heyecanlandıran. Hamile olduğunuzu öğrendiğinizde yaşarsınız bu duyguları. Umut verir, heyecan verir, neşelendirir sizi. İçinizi ısıtır ve yüreğinize çok iyi gelir tatlı tatlı.

Sonrası yazdır bu sevginin. Kucağınızda iki kocaman göz parlarken sımsıcak yaz güneşi aydınlatır hayatınızı. Her şey aşırı sıcaktır ve kalbinizde o sıcakla yanıyordur cayır cayır. Çünkü kucağınızdaki mucizeye şahit olmuşsunuzdur. Bir de iki taneyse bu mucize daha da yanmaktasınızdır. Hep böyle olsun hiç değişmesin istersiniz. Kendi canınızı unutmuş kalbiniz yalnız onlar için atmaktadır sanki. Yaz sıcağı nasılsa işte öyle yakıcıdır evlat sevgisi. Sizi kendinizden geçirir, eritir, bitirir.. Yanmaktayken koklarsınız o mis kokuyu, su gibi ferahlatır sizi.. Doyamazsınız.. Tekrar tekrar koklarsınız..

Sonbahar gelir ya sonra.. Arada yağmur yağar, rüzgar eser.. Biraz havalar serinler.. Ama güneş hep vardır. Bulutlar gelse de bilirsiniz oradadır. Kucağınızdaki mucize de bazen değişkendir işte.. Hep sıcak hep ılık olmaz tabi arada serinletir sizi. Rüzgar gibi esiverir. Ne yapacağınızı şaşırdığınız anlar olur, telaş içine düşersiniz bazen. Ama o sevgi bilirsiniz ki hep vardır ve gün geçtikçe artmaktadır. Evlat sevgisi bu işte. Hayatta ne yaşarsanız yaşayın asla azalmayan..

Bir de kışı var tabi bu sevginin. Bazen fırtınalar koparan, bazen soğuktan donduran. En uçlara alıp sizi götüren. Ne yaşarsanız yaşayın sizin içiniz hep yanar. O kor düşmüş bir kere. Soğuk olsa da siz yanmaktasınız zaten. En büyük imtihan ya hani evlat. Bunu düşünür her karda, her fırtınada en sakin liman olursunuz.. İçinizdeki aşkla karları eritir, fırtınaları durdurursunuz. Canınızdan çoktan vazgeçmiştiniz sonuçta. Görmez, duymaz, düşünmesiniz kendinizi. Vazgeçersiniz. Bilirsiniz kıştan sonra bahar gelir..


Yavrum.. Yavrularım.. Canımın parçaları, diğer yarılarım.. Asla sevmekten vazgeçmeyeceğim mucizelerim. İyiki canımdalar ve  bana bu muhteşem duyguları yaşatıyorlar..  Sevgilerimle..

1 yorum:

  1. cekılısınızı kazanamamışım cok uzuldum yıkıldım yahu *-* valla

    evlat konusuna gelınce rabbım ınsallah bırgun nasıp eder bızlerede sevgıler *-*

    YanıtlaSil