Bir gün içime iki can düştü, kalbime de iki aşk.. İki
kocaman aşk.. Yüreğim belki hiç bu kadar titrememişti, böyle yanmamıştı. O an
vazgeçtim kendi canımdan. O iki can beni sarıp sarmalamaştı çoktan. Gerçek
sevgi nedir, karşılıksız sevgi nedir anlamaya başlamıştım. İki canı koşulsuzca
sevebilmek.. Her nefesinde önce onları düşünmek. Kendi canından önce onları
düşünmek. Nasıl bir aşk nasıl bir sevgi bu.. Yaşanmadan bilinmeyen..
Bir ikiz annesiyim ben. Canına iki can katılan ve o andan
itibaren hayatı değişen. Her şeyi iki kat yaşamaya zamanla alışan. Hiçbir şeye
değişmeyeceğim de iki tane minik bedenin sevgisini yaşamam. Klasik söz hani
tarifsiz bir duygu evlat sevgisi.. Bana tarif et deseler mevsimlere benzetirdim
belki.. Bazen kış, bazen yaz.. Bazen de tatlı bir bahar. En uçta yaşanan
duygular.. En zor anda bile kalbinizde cız eden bir aşk.. Yoğrulmuş bir karışım
işte bu sevgi. Hamuru minik iki kalp
benim için..
Yaz mı kış mı bahar mı.. Nasıl bir tanım bu böyle derseniz
anlatmak isterim size. Öncelikle
ilkbahar evlat sevgisi içinizi ısıtan, ılık ılık, tatlı tatlı yüreğinizi
okşayan. Bulutların arkasından parlayan güneşle neşe ve umut veren. Tazecik
dallarda yeşeren yapraklar arasında açılan çiçeklerle heyecanlandıran. Hamile
olduğunuzu öğrendiğinizde yaşarsınız bu duyguları. Umut verir, heyecan verir,
neşelendirir sizi. İçinizi ısıtır ve yüreğinize çok iyi gelir tatlı tatlı.
Sonrası yazdır bu sevginin. Kucağınızda iki kocaman göz
parlarken sımsıcak yaz güneşi aydınlatır hayatınızı. Her şey aşırı sıcaktır ve
kalbinizde o sıcakla yanıyordur cayır cayır. Çünkü kucağınızdaki mucizeye şahit
olmuşsunuzdur. Bir de iki taneyse bu mucize daha da yanmaktasınızdır. Hep böyle
olsun hiç değişmesin istersiniz. Kendi canınızı unutmuş kalbiniz yalnız onlar
için atmaktadır sanki. Yaz sıcağı nasılsa işte öyle yakıcıdır evlat sevgisi.
Sizi kendinizden geçirir, eritir, bitirir.. Yanmaktayken koklarsınız o mis
kokuyu, su gibi ferahlatır sizi.. Doyamazsınız.. Tekrar tekrar koklarsınız..
Sonbahar gelir ya sonra.. Arada yağmur yağar, rüzgar eser..
Biraz havalar serinler.. Ama güneş hep vardır. Bulutlar gelse de bilirsiniz
oradadır. Kucağınızdaki mucize de bazen değişkendir işte.. Hep sıcak hep ılık
olmaz tabi arada serinletir sizi. Rüzgar gibi esiverir. Ne yapacağınızı
şaşırdığınız anlar olur, telaş içine düşersiniz bazen. Ama o sevgi bilirsiniz ki
hep vardır ve gün geçtikçe artmaktadır. Evlat sevgisi bu işte. Hayatta ne
yaşarsanız yaşayın asla azalmayan..
Bir de kışı var tabi bu sevginin. Bazen fırtınalar koparan,
bazen soğuktan donduran. En uçlara alıp sizi götüren. Ne yaşarsanız yaşayın
sizin içiniz hep yanar. O kor düşmüş bir kere. Soğuk olsa da siz yanmaktasınız
zaten. En büyük imtihan ya hani evlat. Bunu düşünür her karda, her fırtınada en
sakin liman olursunuz.. İçinizdeki aşkla karları eritir, fırtınaları durdurursunuz.
Canınızdan çoktan vazgeçmiştiniz sonuçta. Görmez, duymaz, düşünmesiniz
kendinizi. Vazgeçersiniz. Bilirsiniz kıştan sonra bahar gelir..
Yavrum.. Yavrularım.. Canımın parçaları, diğer yarılarım..
Asla sevmekten vazgeçmeyeceğim mucizelerim. İyiki canımdalar ve bana bu muhteşem duyguları yaşatıyorlar.. Sevgilerimle..
cekılısınızı kazanamamışım cok uzuldum yıkıldım yahu *-* valla
YanıtlaSilevlat konusuna gelınce rabbım ınsallah bırgun nasıp eder bızlerede sevgıler *-*